İsmail Kazdal ile Sözlü Tarih Görüşmesi

04 05 2017
Share Tweet Pin it

(1935, Batum)

"Vahdettin’in köşkünde ben koskoca 600 yıllık fertleriyle tanışmış adamım. Mesela Vahdettin’in büyük kızı Ulviye Sultana ben Ulviye teyze derdim. Onları beslemek için 3 tane köşk 8 tane daireye bölündü. Yazlık kiraya verildi sayfiye anlamında. Bu sayfiyeye gelenlerden özellikle Kongar ailesi, Emre Kongar’lar var ya... Emre Kongar’ın annesi de babası da felsefe hocasıdır. Babası benim neslin okuduğu lise zamanlarının felsefesini, felsefe kitaplarını yazan adam. O Vahdettin’in köşküne taşınırken bir kamyonla gelir, yarısı kitaptır. 2 tane çocuğu var. 1 tane abisi var Emre’nin. Benimle 15 gün doğum farkı var. Engin, dağcılığa merak saldı, düştü öldü, Demirkazık içerisinde, Toroslarda. O da ateistti. Ama benim düşüncem dünyada oldukça büyük bir yeri vardır Engin’in. O kitapları onlar okurdu, biz de okurduk. O çocuklar da okurdu ben de okurdum, yarım kamyon kitabı. İlkten tabi Batı’nın romanıyla, klasik romanlarıyla tanıştık. Shakespeare okuduk. 14 yaşlarında da felsefe okumaya başladık. Batıyı okumaya başladım ilk defa, kısaca yani. Aristo okudum, Eflatun, Saint Simon okudum, Spinoza okudum, Bergson okudum vs. 60 yılına kadar zaten bizim literatürümüzün kitapları yoktu. Çıkaramıyorduk. Maarif Yayınları vardı mesela, 40’lı yıllarda, Hasan Ali Yücel döneminde. Tamamen Batı klasiklerini çıkarıyordu. Bir de doğuda dinle hiç ilişkisi olmayan, mesela Bayburtlu Zihni. Mukaddimeyle pek ilgileri yoktu onların. Bazı tasavvuf kitaplarını çıkarırlardı. Mesnevi çıkarırlardı. Din yasaktı ama bunlar çıkardı, Maarif Yayınlarında..."


İlgili Mülakatlar