KENTSEL DÖNÜŞÜM AÇISINDAN İSLAMCILIK
Kent planlama disiplininin bugün önemli uğraş alanlarından biri de kentsel dönüşüm projeleri olarak öne çıkmaktadır. Dönüşümle birlikte, kentlerin işleyişini sağlayan normatif ve toplumsal düzlemin fiziksel ya da ekonomik yapı lehine kullanılması, kentsel dönüşüm kavramının kullanılmaya başlandığı ilk günlerden beri tartışılmaktadır. Bu bağlamda, planlama disiplininin rasyonel bir arayışın ötesinde normatif olgulara yaslanan bir uğraş içinde olduğu çeşitli kuramsal tartışmalarda izlenebilmektedir. Bu tartışmaların izlenebileceği yaklaşımlardan biri de “adil kent” söylemidir. 1960 sonrası, toplumsal eşitsizliklere vurgu yapan politik-ekonomi perspektifine dayalı adil kent yaklaşımı, 2000’li yıllardan sonra daha çok tartışılır olmuş ve adil kent yaklaşımı kentsel kalkınma, kentsel yenileme ve kentsel dönüşüm uygulamalarında adalet gibi normatif bir olguyu kent plancılarının gündemine taşımıştır. Adil kent yaklaşımı, bu sayede neo-liberal perspektife bir alternatif oluşturma arayışında olmuştur. Adalet olgusunu, eşitlik, çeşitlilik ve demokrasi kavramları ile birlikte ele alan adil kent yaklaşımı, kent plancıları ve kentlerdeki karar vericiler için bir takım ilkeler ortaya koymaktadır. Sunumu yapılan çalışmada da bu ilkeler tartışılmış, ilkelerden yola çıkılarak İstanbul’da örnek bir mekânsal düzenlemenin seyri analiz edilmeye çalışılmıştır.